Hepinize sevgiler, saygılar. Hepiniz hoşgeldiniz!!!

​

Evvela, burada bulunduğunuz için her birinize teşekkür ederek başlamak istiyorum.

 

Bu blogda ne ile karşılaşacağınıza gelince... Bu gariban oğlan Oğuzhan'ın naçizane anıları ve gözlemleri bekliyor olacak sizleri burada.  He eğer "İyi de sen kimsin birader?" diye soracak olursanız ki son derece mantıklı bir soru olurdu bu, izninizle kendimi takdim edeyim.

 

Ben, Oğuzhan. 1993 yılında İstanbul'da doğmuş, yarı Karadenizli yarı Balkan göçmeni bir Türk evladıyım.  İstanbul'daki sıcak yuvamı önce lise için Kocaeli'ne sonra da üniversite için Ankara'ya giderek genç yaşta bırakmak zorunda kaldım. Tüm bu hengame bitip de öğrenciliğin sağladığı koruyucu kozadan ayrılmak zorunda kalınca, İstanbul'a dönüp öğretim elemanı olarak bir vakıf üniversitesinde mesaiye başladım. Beş yıllık tecrübenin ardından akademi ile pek de uyuşmadığımızı anlayınca dede mesleği olan dondurmacılığa geri döndüm.

​

Gezip tozma merakım ise üniversite yıllarımda baş gösterdi. Doğrusu, bu yolda beni etkileyen ya da motive eden tek bir şeyden söz edemem. Belirli bir süre içerisinde damarlarıma seyahat sevdasını zerk eden pek çok etmen ile karşılaştım. Okuduğum bir kitap, izlediğim bir film, dinlediğim bir hikaye ve bunlar gibi şeyler sanki görünmez bir güç tarafından üzerime püskürtülmüştü. Bunların her biri ayrı ayrı bakıldığında anlamsız gelebilir ancak birleştiklerinde güçlü bir etki yaratmışlardı üzerimde. Aynı etki, aynı şekilde bir başkasına tesir edebilir miydi? Zannetmiyorum. 

​

O seyahat damarı kabardığından beri de elimden geldiğince yollara vurdum kendimi. Uzak yakın demeden, uzun kısa demeden elime geçen her fırsatı değerlendirmeye gayret ettim. Zaman zaman blog fikri aklıma takıldığında "Benim ne yaptığım kimin umurunda?" ya da "Daha şuncacık yere gitmişsin, neyi anlatacaksın?" gibi tereddütlerden dolayı vazgeçmiştim. Biraz repertuarımı genişletince, kendim gibi potansiyel seyyah adaylarına ilham verme hayali de bacayı sarınca bu işe girişmiş oldum.

 

Eğer çiziktirdiklerim hoşunuza giderse, bu blogun mutfağa ve yemeklere de epey bir ilgi alaka gösterdiğine tanık olacaksınız. Bu da aslında tasdikli bir "gastronom" olmamdan kaynaklanmaktadır. Gazi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü mezunu olan bendeniz, bu yola daha en başında aile mesleğimiz olan dondurmacılığın etkisiyle girmiştim. Bundan mütevellit, bu blogda ülkelerin ve şehirlerin mutfak kültürleri ile alakalı da pek çok şey bulacaksınız.

​

Ancak baştan uyarayım sizleri! Bu sitede; nerede ne yenir, nerede neresi gezilir gibi şeyler beklemeyin. Elbette ipuçları, öneriler, uyarılar olacak. Ancak unutmayın, bu site kendi çapında seyyah olmaya uğraşan bir delikanlının maceraları, saçmalıkları, hataları ve gözlemleri ile doludur. Akıl verme değil ilham verme amacı taşımaktadır.

 

Anlatacaklarım umarım ki seyahat damarınızı kabartır ya da iştahınızı açar. Hepinize sonsuz teşekkürler ve keyifli okumalar...

 

​